Meclis Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı'nın Almanya'da havaalanında alıkonulması sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Misliyle mukabele ederiz" dedi.
Ertesi gün...
Türkiye'den çıkış yapmak için Atatürk Havalimanı'na giden dört Alman diplomat, pasaport kontrol noktasında iki saat bekletildi. Sonuç: Uçağı kaçırdılar.
Misliyle mukabelenin en nazik örneği budur.
Peki, 15 Temmuz sonrası Evros'a kaçan sekiz darbeci askerden beşini iade etmeme kararı alan Yunanistan'a nasıl mukabele edeceğiz?
'Bizimkiler' Atina'da kitapçılık yapan Savvas Kalenderidis'i (Savaş Kalender) mi alıp gelse?
90'ların sonunda İzmir'de casusluk yaptığı ortaya çıkınca Yunanistan'a dönmek zorunda kalan istihbaratçı Savvas Kalenderidis, "Türklerin sana zarar vermelerinden korkuyor musun?" sorusunu şöyle yanıtlamıştı:
Türkiye'nin beni uzun bir süre ele geçirmek istediğini biliyordum. Ama onlardan korkmuyorum.
97'de Hiroşima'ya dönen Kırıkkale Mühimmat Fabrikası'nın havaya uçurulmasında parmağı olduğu iddia edildi.
Her seferinde "Ben yapmadım" dedi. Doğru söylüyordu. Fabrika sabotajında Suriye istihbaratı (El Muhaberat) ile PKK ortak çalışmıştı.
"Yunanistan'ın Mehmet Eymür'ü" diyebileceğim bu zatın asıl numarası 99'da Öcalan'ı Atina'da saklamasıdır.
Bir Türk'ten daha iyi Türkçe bilen emekli ajan, 20 yıl sonra kendisine "Siz gerçekten İzmir'de casusluk mu yaptınız?" diye soran hemşerisi Stelyo Berberakis'e şu yanıtı verdi:
Her bir yurttaşın yapacağı gibi kendi vatanımı müdafaa etmek için çalıştım. Yaptığım her iş, üstlendiğim hiçbir görevde yasaların ötesine geçmedim. Diplomasi kuralları çerçevesinde hiçbir yasadışı iş yapmadım. Görevim vatanıma yönelik olası bir tehlikeyi önceden saptamaktı.
Yunan Hükümeti, ülkesinde bir kahraman olan Savvas Kalenderidis'in canına karşılık beş korkak darbeci askerin iadesi için ayak diremez diye düşünüyorum.
Uğur usta, sen ne düşünüyorsun bu hususta?
(9 Aralık 2016)